PİŞMANLIĞIMIN RÜYASI
Yağmur toprağı bakırcı çivisi gibi dövüyordu ustaca,
Birikintilerde oluşan kurbağa gözü kabarcıklar haylice.
Yağışın şiddetinin artacağına işaret ediyordu bunlar
Yağmurun cilaladığı yassılmış kayaların arasında ki yollar,
Derecik olmuş çamur deryası vıcık vıcık yürünmüyor
Kısılmış gözlerden etraf sis bulanık sığınacak yer görünmüyor
Kovuğu andıran ama salyangoz kıvrımı ile girdim bir deliğe
Bu kovukta yalnız olmadığımı bir müddet sonra fark ettiğimde.
Kaşıntı tuttu ıslak bedenimi haşur huşur
Kalsam öleceğim kaşınmaktan, dışarısı yağmur.
Geçti zaman aldırmıyorum artık yağmura
Kaşıntı tatlılaştı alıştık o bana ben ona
Dineceği yok yağmurun ben de kaldım yolumdan
Çıkayım mı diye düşünüyorum salyangoz kabuğumdan?
Bir ara durdu kaşıntı ses yok bizimkinden
Gideceğimi anladı bilmem neresinden
Hafifledi dedim yağmura bakarak, çımcık çamura
Zaten batmıştım ne diye duruyorum bu kovukta hala
Kaşıntı benden önce çıkmıştı her halde kovuktan
Böyle derken uyuya kalmışım yorgunluktan
Gözümü açtığımda iki büklüm cüssem ufacık olmuşum
Tutulmuş her yanım üstüm başım pire dolmuşum.
Köpekler girmiş anladım benden önce bu kovuğa
Zaten sucuk olmuşsun ne diye devam etmezsin yoluna
Islak vücudum şimdi pireli, çamurlu her yanım
Uyandım ama rüyaymış meğer yatağımdayım.
Yorumlar kapatıldı.