SÜSLENMİŞ BEŞİK
Hadi şehirlerin içine ettik
Köylerden ne istedik.
Ulaşımı zor yıkması bile zor evlerden
Hani dedelerimizin eseri isimlerden
Üç kuruş gördük zenginiz dedik,
Konu komşuya hava verdik.
Ne istediniz Cunda’dan Gökçeada’dan,
Dağın tepesinde ki köyden, kasabadan.
Buralara kayıkla develerle gidilirdi.
Yıkıp yapmak için bu kadar zahmete değer miydi?
Ne tarih ne geçmiş kaldı hak ile yeksan
Şimdi oturup dövünme zamanıdır ağlasam ağlasan.
Tarihimizi öğreniyoruz kitaplarda o da çarpıtılmış
Kahramanlık hikayeleri ile damarımıza basılmış.
Cambaza bak edasıyla tarihimizi göçürmüşler.
Be insafsızlar gemilerle trenlerle götürmüşler.
Taş yerinde ağırdır deyip bakmışız
Kültür varlıklarımız taşınırken bakakalmışız
Bize kalsaydı onlarında hakkından gelirdik
Kızıyoruz ama biz onları duvar ederdik.
Gidip bakıyoruz şimdi bel bel diyar-ı gurbette
Müze diyorlar adına biz de yok var her yerde
Kalanların telaşındayız onları da yapıyoruz maymun maskara
El elde baş başta biz hep düşünelim nasıl yapacağız diye kara kara.
Geçti Bor’un pazarı sür eşeğini Niğde’ye
Yıllar önce atı alan Üsküdar’ı geçti bile.
Cambaza bak diyenlerin çayırtısı şimdi var her yerde
Bir enerjidir tutturdular dünyayı aydınlatacağız neredeyse.
Ne çok maden varmış kazıyoruz her yer delik deşik
Sallıyorlar, tıngır mıngır uyuyoruz süslenmiş beşik.
Yorumlar kapatıldı.