KULA EVLERİ
Evin direği gidince;Direğin destekleri payandaları da çıktı çivilerinden,
Kiremitler ayrıldı her biri birbirinden,
Oluklar koptu sarktı yerli yerlerinden,
Tavanlar göçtü odaların orta yerinden.
Eşyalar duruyor hala üst üste, yığınla, takım elbiseler bile,
Kırık ayaklı dolaplar, sararmış fotoğraflar camsız çerçevelerde.
Örümcekler sallanıyor toz tutmuş köşelerde ağlarından
Anılar, gezindikçe tozlarla dökülüyor tavan aralarından
Çürümüş yatak yorgan, küflenmiş sandığın menteşeleri,
Gıcırdayan kapılarda hüznün melodileri.
Bir benim beklerken dayandığım duvar kaldı.
O da bana bunları, bunca hayatı bir bir anlattı.
Dokunmasam hissetmeyeceğim o da susacaktı,
Duvar da yıkıldı yıkılacak, gider ayak beni de ağlattı.
Susmuş sesler kesilmiş nefesler yankılanıyor sözler
Gitti artık ne kadar onarsak da evleri dönmeyecekler
Hayal benimkisi yaşatalım bu evleri düşüncesi
Kimler gelmiş, kimler yaşamış, göçmüş gitmiş nicesi.
Gel vazgeç her bir ev yıkılsın kaybolsun silinsin hatıraları
Kuru duvar, boyalı tahta, işli kapı anlatabilir mi yaşananları?
Hüzün dalga dalga, sevinç içerlere kadar kararmış düşünceler
Her bir anı her bir hayal sinmiş her biri şimdi kimbilir nerdeler.
Yorumlar kapatıldı.